Arabuluculukta Vergi ve Harç Uygulamaları
Arabuluculukla Anlaşmasının Avantajları Nelerdir?
Taraflar, mevcut bir uyuşmazlığı çözmek amacıyla arabulucu eşliğinde anlaşmaya vardıklarında, bu husus bir arabuluculuk anlaşma belgesiyle kayıt altına alınır. Arabuluculuk anlaşma belgesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu anlamında bir sözleşme niteliği taşısa da, taraflar arasında serbestçe düzenlenen sözleşmelere göre hem hukuki hem de mali açıdan çeşitli avantajlar sunmaktadır.
Damga Vergisi Bakımından Avantaj:
Arabuluculuk anlaşma belgesinin en önemli avantajlarından biri, damga vergisi yönünden ortaya çıkmaktadır. Taraflar kendi aralarında serbestçe bir sözleşme düzenlediklerinde, sözleşme bedeli üzerinden binde 9,48 oranında damga vergisi ödenir. Buna karşılık, arabuluculuk anlaşmasında imza aşamasında herhangi bir damga vergisi ödenmez. Taraflar bu belgeyi daha sonra bir resmi işlemde kullanmak ister ise, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18. maddesi gereği, yalnızca maktu damga vergisi öderler.
İcra Takibi Bakımından Avantaj:
Serbestçe düzenlenmiş bir sözleşmenin yerine getirilmemesi hâlinde alacaklı, ilamsız icra takibi yoluyla alacağını tahsil edebilir. Bu durumda, örneğin 1.000.000 TL tutarında bir alacak için 6.050,90 TL icra masrafı ödenmesi gerekmektedir ve borçlu takibe itiraz ederek takibi durdurabilir. Ardından dava açılması gerekir ki bu da zaman ve maliyet açısından ek külfet doğurur.
Oysa arabuluculuk süreci sonunda düzenlenen anlaşma belgesi, uyuşmazlık türüne göre değişen şartlarla ilam niteliğinde belge sayılır. Bu sayede, 1.000.000 TL tutarında bir alacak için ilamlı icra takibi başlatılabilir ve ödenecek masraf yalnızca 1.050,90 TL’dir. Ayrıca borçlu bu takibe itiraz ederek durduramaz; takip kesinleştirilerek haciz süreci başlatılabilir.
Karar ve İlam Harcı Bakımından Avantaj:
Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda mahkemece esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden karar ve ilam harcı alınır. Örneğin 1.000.000 TL tutarındaki alacağın tahsil edilebilmesi için 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı Tarife uyarınca tahakkuk edecek karar ve ilam harcı binde 68,31 oranında olup, bu tutar 68.310 TL’dir.
Buna karşın, açılmış davalarda uyuşmazlıkların arabuluculuk yoluyla çözümlenmesi halinde, arabuluculuk son tutanağına dayalı olarak verilen kararlarda ödenecek karar ve ilam harcı 615,40 TL’dir. Bu halde ayrıca istinaf veya temyiz süreçleri de bulunmamaktadır.
Vergisel Bakımdan Avantaj:
Ticari işletmeler bakımından arabuluculuk süreci, vergi uygulamaları açısından da önemli kolaylıklar sağlar. Örneğin, bir şirket 1.000.000 TL tutarında bir alacak için dava açar ve davayı kazanırsa, tahsilat gerçekleşmemiş olsa da 1.000.000 TL tutarındaki bu alacak, muhasebe kayıtlarına gelir olarak alınır ve KDV ya da kurumlar vergisi ödenir. Alacağın tahsil edilememesi hâlinde “şüpheli alacak” olarak kaydedilmesi için ise dava açılması veya icra takibi yapılması gerekmektedir ve yine masraf doğar. Arabuluculuk süreciyle anlaşma sağlanması durumunda ise bu alacak doğrudan değersiz alacak olarak kaydedilir ve KDV ya da kurumlar vergisi ödenmez.
Taraf Vekilleri Bakımından Avantaj:
Uyuşmazlığın kısa sürede çözümlenmesinin yanı sıra, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre, arabuluculuk sürecinde anlaşmaya varılması hâlinde, vekil, dava veya icra takibinde alacağı ücrete göre %25 artırımlı avukatlık ücretine hak kazanır. Taraflar da uyuşmazlığı arabuluculuk yoluyla çözdüklerinde, dava veya icra sürecinde doğabilecek karşı taraf vekâlet ücreti ödeme yükümlülükleri olmaz.
Arabulucular Bakımından:
Arabulucular açısından vergisel anlamda özel bir düzenleme, vergi muafiyeti öngörülmemiştir.
Sonuç olarak, arabuluculuk süreci sonunda düzenlenen anlaşma belgeleri; vergisel yükümlülüklerin düşüklüğü, icra kabiliyeti, dava süreçlerinin önüne geçilmesi ve taraf vekillerine sağladığı ek avantajlarla, taraflarca akdedilen sözleşmelere göre çok daha ekonomik ve pratik bir çözüm sunmaktadır.
blog.disclaimer.title
blog.disclaimer.content legal.disclaimer