Tüketici Hakem Heyetlerinin Manevi Tazminat Taleplerine İlişkin Görev Yetkisi
Giriş
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 24.02.2025 tarihli ve 2024/3668 E., 2025/1080 K. sayılı ilamıyla önemli bir uyuşmazlığı gidererek uygulamada süregelen tereddütlere açıklık getirmiştir: Tüketici Hakem Heyetleri, görev sınırları içinde kalan uyuşmazlıklarda manevi tazminata da hükmedebilir.
Konuyla ilgili İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. ve 57. Hukuk Daireleri arasında oluşan içtihat farklılığını gidermek üzere İstanbul Anadolu 3. Tüketici Mahkemesi konuyu Yargıtay’a taşımıştır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 24.02.2025 tarihli ilke kararıyla birlikte bu tereddüt ortadan kaldırılmış, Tüketici Hakem Heyetlerinin parasal sınır içerisinde kalan başvurularda manevi tazminat taleplerini de değerlendirme yetkisine sahip olduğu kararlaştırılmıştır. Böylece, Tüketici Hakem Heyeti başvurularında manevi tazminat taleplerinin de Hakem Heyetleri nezdinde karara bağlanabileceği hususu netlik kazanmıştır.
Uyuşmazlığın Kaynağı
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi’nin 17.05.2021 tarihli ve 2020/2899 E., 2021/909 K. sayılı kararında, davalı otelde yaşanan ayıplı hizmet nedeniyle her biri 1.457,21 TL maddi ve 500 TL manevi tazminat talep eden yedi tüketicinin taleplerinin Tüketici Hakem Heyeti parasal sınırının altında kaldığı tespit edilmiş ve bu nedenle dava şartı yokluğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Daire, tüketici taleplerinin parasal sınır içerisinde kalması halinde, öncelikle Tüketici Hakem Heyetlerine başvurulmasının zorunlu olduğunu, bu kapsamda manevi tazminat taleplerinin ise hakem heyetlerince değerlendirilemeyeceğini ileri sürmüştür.
Buna karşılık, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 57. Hukuk Dairesi’nin 08.05.2024 tarihli ve 2024/598 E., 2024/685 K. sayılı kararında, bir tur hizmetine ilişkin olarak yapılan 100 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminat talebinin değerlendirilmesinde, ilk derece mahkemesinin yalnızca maddi talep yönünden karar verip, manevi tazminat talebini inceleme dışında bırakması yerinde bulunmamış; Tüketici Hakem Heyeti’nin, parasal sınır kapsamında kalan manevi tazminat taleplerini de inceleme ve karara bağlama yetkisinin bulunduğu açıkça belirtilmiştir. Daire, manevi tazminat taleplerinin ayrıksı bir değerlendirmeye tabi tutulamayacağını, toplam talep tutarının esas alınarak Hakem Heyetinin görevli olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini vurgulamıştır.
Bu içtihat farklılığı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu, 06.09.2024 tarihli ve 2024/34 E. sayılı kararı ile uyuşmazlığın 5235 sayılı Kanun’un 35. maddesi uyarınca Yargıtay tarafından değerlendirilmesine karar vermiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Kararı
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 24.02.2025 tarihli ve 2024/3668 E., 2025/1080 K. sayılı kararı ile Tüketici Hakem Heyetlerinin, parasal sınırın altında kalan manevi tazminat taleplerini de inceleme yetkisine sahip olduğuna hükmetmiştir. Kararda, tüketicinin korunması ilkesine uygun olarak manevi zararların da Tüketici Hakem Heyeti kapsamında değerlendirilebileceği, bu taleplerin Tüketici Mahkemelerine doğrudan taşınmasının gerekli olmadığı açıkça belirtilmiştir.
Daire, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 15. maddesinde tüketicinin talep edebileceği tazminat türleri arasında herhangi bir ayrım yapılmadığını ifade etmiş, ayıplı hizmet halinde tüketicinin hem maddi hem de manevi tazminat talebinde bulunabileceğini vurgulamıştır. Maddi ve manevi tazminat taleplerinin toplam tutarının parasal sınırın altında kalması halinde, bu taleplerin tamamının Heyet tarafından değerlendirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Kararda özellikle, manevi tazminatın da değer hesabına dahil edilerek toplam talep tutarının belirlenmesi gerektiği ve sınırın aşılmaması durumunda manevi tazminata ilişkin uyuşmazlıkların da Hakem Heyetlerinin görev alanı içinde kaldığı ifade edilmiştir. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2004/15255 E., 2004/18969 K., 27.12.2004 tarihli kararında da manevi zarar bedelinin uyuşmazlık değeri hesabına dahil edilmesi gerektiği vurgulanmış olup bu karar 3. Hukuk Dairesi’nin değerlendirmesiyle birlikte ele alınarak yerleşik içtihatla uyumlu bir yorum yapılmıştır.
Bu karar ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. ve 57. Hukuk Daireleri arasında yaşanan içtihat ayrılığı sona ermiş, uygulamada görüş birliği sağlanmıştır. Tüketici Hakem Heyetlerinin görev kapsamına manevi tazminat taleplerinin de açık biçimde dahil edilmesiyle, 6502 sayılı Kanun’un ilgili hükümleri ile Yargıtay içtihatları arasında uyum sağlanmıştır.
Saygılarımızla
VB Partners
blog.disclaimer.title
blog.disclaimer.content legal.disclaimer