Sporcu Ücretlerinin Döviz Cinsinden Veya Dövize Endeksli Belirlenmesi

8/26/2025Spor Hukuku

A. GİRİŞ

Çalışmamızda sporcu sözleşmelerinde ücretin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılıp kararlaştırılamayacağı konusu ele alınmaktadır. Bu bağlamda, ilgili yasal düzenlemeler ve yargı kararları incelenmekte; Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan hizmet sözleşmesine ilişkin hükümler ile Türk Parasının Kıymetinin Korunması Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34) ve bu tebliğde yapılan değişiklikler çerçevesinde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve olmayan sporculara yönelik farklı uygulamalara değinilmektedir.

 

B. GENEL OLARAK SPORCU SÖZLEŞMELERİ

Sporcu sözleşmeleri; profesyonel ya da amatör sporcular ile spor kulüpleri, federasyonlar veya sponsorlar arasında akdedilen ve tarafların sportif faaliyetlere ilişkin karşılıklı hak, yükümlülük ve sorumluluklarını belirleyen hukuki metinlerdir. Bu sözleşmelerin temel konusu, sporcunun belirlenen bir ücret karşılığında kulübü adına sportif faaliyetlerde bulunmayı kabul etmesi, bu uğurda emeğini ve zamanını harcamayı taahhüt etmesi, kulübün ise bu hizmet karşılığında sporcuya ödeme yapma yükümlülüğünü üstlenmesidir.

Sözleşmenin kapsamı, sporcu ile kulüp arasındaki karşılıklı hak ve borçları düzenleyen hükümlerin yanı sıra, tarafların yükümlülüklerine aykırı hareket etmeleri halinde uygulanacak yaptırımları da içermektedir.

Sporcu sözleşmeleri, yalnızca içerikleriyle değil, hukuki nitelikleri bakımından da özel bir değerlendirmeyi gerektirmektedir. İş Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu kapsamında yer almayan bu sözleşmeler, Türk Borçlar Kanunu’nda tanımlanan hizmet sözleşmesi niteliği taşımaktadır. Nitekim Türk Borçlar Kanunu madde 393 fıkra 1’de düzenlenen hizmet sözleşmesinin unsurları, sporcu sözleşmelerinde de yer almaktadır. Emsal içtihatlarda da, “Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 23.05.1960 gün, 11-10 sayılı ve 10.05.1974 gün, 3-44 sayılı kararları uyarınca, özellikle iş hukukunda istisnaî hükmün genişletilerek değil, dar yorumlanması gerekir. İşçiler yararına düzenlenen hükümlerin, işçiler yararına yorumlanması asıldır. Yukarıdaki tanımlar ve içtihadı birleştirme kararları ışığında, sporla doğrudan uğraşan sporcunun İş Kanunu kapsamında kalmadığı açıktır.”[1] denilmek suretiyle sporcu sözleşmelerinin hizmet sözleşmesi niteliği taşıdığı ortaya konulmuştur. Bu nedenle, sporcu sözleşmelerine Türk Borçlar Kanunu’nun hizmet sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanmalıdır.

Çalışmamızın devamında, sporcu sözleşmelerinde kulübün temel yükümlülüğü olan ücret ödeme borcu ve bu ücretin döviz cinsinden veya dövize endeksli belirlenip belirlenemeyeceği konusuna odaklanılacaktır.

C. SPORCU SÖZLEŞMELERİNDE DÖVİZ CİNSİNDEN VEYA DÖVİZE ENDEKSLİ ÜCRET

Sporcu sözleşmelerinde ücret, en temel ve belirleyici unsurlardan biridir; sporcunun elde edeceği mali hakların sınırlarını çizmektedir. Bu kavram yalnızca aylık maaş ya da sabit ödemeleri değil, aynı zamanda performansa bağlı primler ve diğer ek mali avantajları da kapsamaktadır. Özellikle ulusal ya da uluslararası arenada görev alan sporcular açısından ücretin miktarı ve ödeme şekli büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda, sözleşmenin döviz cinsinden düzenlenmesi de gündeme gelebilmektedir.

Sporcu sözleşmelerinde, ücretin döviz cinsinden veya dövize endeksli belirlenmesi uygulaması yaygın bir şekilde görülmektedir. Daha önce bu durum mümkünken, 13.09.2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar (“85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı”) ile sporcu sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenmesi yasaklanmıştır. Söz konusu düzenlemeye göre, Türk kulüpleriyle sözleşmeli olan Türk sporcular, 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın yayımlandığı 13.09.2018 tarihinden itibaren 30 gün içerisinde sözleşmelerini karşılıklı mutabakatla Türk lirasına dönüştürmekle yükümlü kılınmıştır.

85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın yürürlüğe girmesinden önce akdedilen ve döviz cinsinden ücret öngörülen bir sporcu sözleşmesine dayanılarak sporcu tarafından başlatılan icra takibine, kulüp tarafından itiraz edilmiş; bunun üzerine sporcu tarafından itirazın iptali davası açılmıştır. İlk derece mahkemesi davayı kabul ederek Türk Lirası üzerinden hüküm kurmuştur. Ancak bu karar, hem Bölge Adliye Mahkemesi hem de Yargıtay tarafından eleştirilmiş; takibe konu döviz cinsinden ücret alacağının 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın yürürlük tarihinden önce muaccel olduğu gözetilerek ve taleple bağlı kalınarak döviz cinsinden hüküm kurulması gerektiği vurgulanmıştır. Bu yönüyle karar, önem arz etmektedir.[2]

Daha sonra, 06.10.2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Tebliğ No: 2018-32/51) madde 8 fıkra 4 düzenlemesi uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan sporcular ile vatandaşlık bağı bulunmayan sporcular arasında ayrım yapılmıştır. Bir başka ifadeyle, döviz cinsinden ücret belirlenmesi yasağına, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan sporcularla yapılan hizmet sözleşmeleri açısından bir istisna getirilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan sporcuların ücretlerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün kılınmıştır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan sporcuların Türkiye'deki yerleşik kulüplerle yapacakları sözleşmelerde ücretin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması ise mümkün değildir.

 

D. SONUÇ

Yukarıda yer alan açıklamalarımız doğrultusunda, yalnızca Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan sporcuların taraf olduğu sporcu sözleşmelerinde ücretlerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılabileceğini söyleyebiliriz. İlgili düzenlemelere aykırı olarak akdedilen sporcu sözleşmelerinin akıbeti ise tartışmalı olmakla beraber, kanaatimizce sözleşmenin tamamının geçersiz olduğuna hükmedilmemeli, öngörülen idari para cezasının verilmesi ile yetinilmelidir.


[1] Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 2023/4702 Esas, 2023/8115 Karar sayılı ve 02.10.2023 tarihli kararı.

[2] Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2024/3170 Esas, 2024/7313 Karar sayılı ve 29.4.2024 tarihli kararı.

blog.disclaimer.title

blog.disclaimer.content legal.disclaimer

news.relatedPosts